26 Aralık 2016 Pazartesi
8 Aralık 2016 Perşembe
2 Aralık 2016 Cuma
1 Aralık 2016 Perşembe
18 Kasım 2016 Cuma
12 Kasım 2016 Cumartesi
8 Kasım 2016 Salı
3 Kasım 2016 Perşembe
2 Kasım 2016 Çarşamba
31 Ekim 2016 Pazartesi
27 Ekim 2016 Perşembe
26 Ekim 2016 Çarşamba
25 Ekim 2016 Salı
19 Ekim 2016 Çarşamba
17 Ekim 2016 Pazartesi
13 Ekim 2016 Perşembe
29 Eylül 2016 Perşembe
16 Eylül 2016 Cuma
Dünya'nın Eksen Hareketi
13 Haziran 2016 Pazartesi
9 Haziran 2016 Perşembe
LYS COĞRAFYA - Türkiye'de Arazi Kullanımı, Ekonomik Faaliyetler, Tarım, Hayvancılık ve Ormancılık
ARAZİ KULLANIMI
Türkiye ve Dünya’da
arazi; yerleşme ve diğer sosyal (toplumsal) olgular, ekonomik faaliyetler
amacıyla kullanılır.
Arazi kullanımını
etkileyen doğal koşullar:
İklim, yer şekilleri,
eğim, yükselti, taş ve toprak cinsleri, akarsu, göl ve yer altı suları;
kara-deniz dağılışı, enlem, bitki örtüsü, yer altı kaynaklarıdır.
Arazi kullanımını
etkileyen beşeri koşullar:
Gelişmişlik seviyesi,
ekonomik faaliyetler (tarım,endüstri,ticaret,ulaşım,madencilik,turizm vb.)
nüfus sayısı ve dağılışıdır.
Günümüzde ekonomik
fonksiyonların çeşitlenip artması; teknoloji ve doğal kaynak kullanımının
artısını gündeme getirmiş, çoğunlukla bu etkenlerde arazi ve çevrede doğal
dengenin bozulmasına yol açmışlardır.
Dengenin bozulması ve
arazinin daha yoğun kullanımı dışındaki bir başka olumsuzlukta yanlış
kulanımdır. Örneğin eğimli alanlardaki tarlaların eğim yönünde sürülmesi, çukur
bir alanda endüstri tesislerinin inşası, heyelanlı arazilere yol, tünel vb.
yapılması, verimli tarım arazileri ve ormanların bilinçsizce yok edilmesi örnek
verilebilir.
Türkiye’de arazi
kullanımı:
Türkiye’de arazinin
%25’i ormanlar, %23’ü çayır ve meralar, %38’i ekili-dikili alanlar, %10’u ise
yaramayan arazidir. %4-5’e yakını ise yerleşim ve diğer ekonomik faaliyetler
amacıyla kullanılır. Türkiye’de eğimi %05’ten az,iklimi elverişli yerler en
fazla yerleşilen ve kullanılan alanlardır. Tarıma elverişli bu alanlarda son
yıllarda endüstri, ticaret yerleşim merkezleri kurulmakta ve verimli tarım
arazileri azalmaktadır. Eğimi %05’ten fazla, iklimi elverişsiz yerleri ise
çayır, mera, orman arazisi yani hayvancılık, ormancılık faaliyetlerinde
kullanılmaktadır. Türkiye ve benzeri ülkelere de arazi kullanımı, nüfus ve
yerleşmelerin dağılışıyla doğal koşullar arasında sıkı bir paralellik olduğu da
görülmektedir.
Ekonomik faaliyetler insanların geçimini sağlamak üzere yürüttükleri etkinliklerdir.
EKONOMİK FAALİYETLERİ ETKİLEYEN:
1) Doğal Faktörler: İklim, yer şekilleri, yükselti, eğim,
bakı, sular, toprak ve taş cinsleri, yer altı kaynakları, enlem, bitki ve
hayvan türleri.
2) Beşeri Faktörler: Nüfusun sayı ve nitelikleri ile
sermaye olanakları, kişi başına düşen gelir, bilimsel, teknolojik düzey, tarihi
olaylar, devlet politikalarıdır.
EKONOMİK FAALİYETLER:
EKONOMİK FAALİYETLER:
1) Birincil Faaliyetler: Ham madde
olarak kullanılan ve besin ihtiyacını karşılayan tarım, hayvancılık,
ormancılık, madencilik, balıkçılık vb.
2) İkincil Faaliyetler: Ham maddeleri
ihtiyat duyulan araç-gereç haline dönüştüren endüstri (sanayi) sektörüdür.
3) Üçüncül Faaliyetler: Hizmet
sektörlerinin oluşturduğu faaliyetlerdir. (Ulaşım, ticaret, turizm vb.)
4) Dördüncül Faaliyetler: Üretimi
sağlayan bilgiyi oluşturan bilim adamları vb. kişilerce oluşturulur.
5) Uluslararası kurum, kuruluşların yöneticileri ve CEO'ları beşinci faaliyet grubunu oluştururlar.
EKONOMİK FAALİYETLERİN TARİHÇESİ
5) Uluslararası kurum, kuruluşların yöneticileri ve CEO'ları beşinci faaliyet grubunu oluştururlar.
EKONOMİK FAALİYETLERİN TARİHÇESİ
4 milyon yıl önce
ortaya çıkan insan 10.000 yıl öncesine (neolotik) kadar avcı ve toplayıcı
olarak yaşamıştır. 10.000 yıl önce yerleşik hayata geçen insan ilk
köy,kasaba,kentleri kurmuş; hayvanları evcilleştirip tarım yapmaya başlamış
yani üretici olmuştur. Tarım ve hayvancılıkla ticaret ile ulaşımda gelişip,
çeşitlenmişlerdir. 5000 yıl önce kalkolitikte madenleri de kullanmaya başlayan
insanoğlu el el zanaatlarınıda geliştirmeye başlamış ve kalkolitikten ortalama
200 yıl öncesine kadar ihtiyaç duyulan madenler,araçlar,çeşitli gereçler ev
tipi (yani bir kişinin uğraşı) yada atölyelerde toplanmış birkaç zanaatkarın
uğraşlarıyla sınırlı miktarda üretilmiştir. Bu dönem ev tipi ve atölye tipi
üretim dönemi olarak nitelendirilir. 200 yıl önceyse öncelikle su gücü, daha
sonrada buhar gücüyle çalışan makineler kullanılmaya başlanmış fabrikalarda pek
çok kişinin uğraşısıyla kısa sürede bol
ürün elde etmeyi sağlayan endüstri dönemi başlamıştır. Endüstrinin
gelişip, yaygınlaşması, teknoloji ve doğal kaynak kullanımının artmasıyla doğal
denge bozulmuş, çevre kirlenmiş, biyoçeşitlilik zarar görmüştür. Sonuçta batılı
toplumlarda çevre-endüstri dengesini gözeten sürdürülebilir ekonomik kalkınma
kavramı gelişip, uygulamaya başlanmıştır.
Günümüzde K.Amerika (Kanada,ABD), Avrupa,
Japonya ; Rusya, Çin, Hindistanın bazı yerleri, Avustralyanın doğusunda yoğun
şekilde endüstriyel faaliyetler yürütülür. Asya, Afrika, Orta ve G. Amerika
ülkeleriyse bu ülkelere ham madde ve enerji kaynakları üretir. Gelişmiş ve
gerikalmış toplumlar arasındaki alış-veriş, ticaret günümüz dünyasının yani
küresel ortamın üretim, tüketim, Pazar ilişkilerini oluşturur.
TARIM
Besin ihtiyacını ve endüstride hammadde olan ürünleri karşılamaya karşılamaya yönelik faaliyettir. Bunlara kültür bitkisi de
denir. Tarımı etkileyen doğal koşullar iklim (ürün çeşidini belirler) örneğin
çeşidin en fazla olduğu bölge Marmara, en az olduğu bölge İç Anadoludur. Yer
şekilleri (tarım arazisi miktarını belirler) örn: Marmara’da tarım arazisi
miktarı Doğu Anadolu’dan fazladır. Yükselti, bakı, enlem, toprak cinsleri
sular, kuraklık şiddeti diğer doğal etkenlerdir.
Beşeri koşullar: Sermaye,
sulama-gübreleme-ilaçlama, makine kullanımı, çiftçi eğitimi, kullanılan tarım
metodları, ulaşım, pazarlama, devlet politikaları, toprak bakımı. Dünya nüfusunun
%50’si geçimini tarımdan sağlar. Bu oran Türkiye’de %30’dur.
Tarım:
# Besin ihtiyacını
sağlama
# İstihdam sağlama ( iş
olanağı )
# Sanayiye ham madde
sağlama
# Ticaret ve ekonomiyi
canlandırma gibi işlevlere sahiptir.
TARIM ÜRÜNLERİ:
· Ekili ürünler: Tohum olarak sonbaharda sürülen, tarlaya ekilen kışı toprak altında kar örtüsünün koruyucu
etkisiyle geçiren yani kış koşullarından etkilenmeyen ürünlerdir. Bunlar
ilkbaharda çimlenir yazınsa olgunlaşıp hasat edilir yani dağılışlarında ilk
bahar yaz koşulları etkilidir. Buğday, pamuk, tütün, pancar, keten, haşhaş vb.
· Dikili ürünler: Ağaç biçiminde olan
ve dağılışlarını sonbahar-kış koşullarının belirlediği
zeytin,incir,üzüm,fındık,elma,çay gibi ürünlerdir. Kış ılıklığı isteyenler
sadece kıyıda, kış soğuklarına dayanabilenler hem kıyı, hem de iç kesimde
yetişir.
TARIMSAL YÖNTEMLER
(METODLAR):
1) Ekstansif (İlkel, sulamasız tarım)
tümüyle iklim koşullarının denetiminde yürütülen ve ürün dalgalanmaları görülen
yöntemdir. Türkiye de yaygındır. Dünya’dan Hindistan örnek verilebilir.
2) Enstansif (modern,sulamalı,yoğun,
ince tarım) tümüyle iklim koşullarının denetiminde yürütülmeyen ürün
dalgalanmaları çok az olan yöntemdir. ABD, Hollanda vb.
· 1. De sulama, gübreleme ilaç
kullanımı az kaliteli tohum kullanımı azdır ( Hindistan da 70’li yıllardan
sonra tohumda iyileşme yaşanmış ve üretim artmıştır.) fakat 2. De fazladır.
· 1. De Nadas fazla ( iç Anadolu ve
G.D. Anadoluda yaygındır. 2. De ise görülmez. Modern tarımda toprağın mineral
dengesini korumak için nöbetleşe tarım uygulanır.
· 1. De zararlılarla ve erozyonla mücadele az iken 2. De fazladır.
· 1. De toprak bakımı az, arazi
kullanımı yanlıştır 2. De toprak bakımı fazla arazi kullanımı doğru.
· 1. de çiftçi eğitimi ve bilinci düşük
2. De ise yüksektir.
· 1. De Tarımsal verim ve gelir
düşüktür. Fakat verim düşük olsa da geniş arazide üretim miktarı fazla
olabilir. Örn: Hindistan. 2. De ise yüksektir. Yani küçük bir alandan bol ürün elde edilebilir.
· 1. De pazarlama olanakları düşük 2. De ise yüksektir.
· 1. De pazarlama olanakları düşük 2. De ise yüksektir.
· 1. De sermaye olanakları az 2.de ise
fazladır.
· 1. De tarımda makine kullanımı az 2.
De ise fazladır.
NOT: Tarım da makine
kullanımı tümüyle gelişmişlik oranına bağlı değildir. Eğim şartlarıyla da
ilişkilidir. Örneğin: G.D Anaolu’da makine kullanımı Doğu K. Denizden daha
fazladır.
TARIMLA İLGİLİ DİĞER
KAVRAMLAR:
· Monokültür: Bir ürünün yoğun şekilde
üretildiği alandır.
Çay: Rize, Fındık: Ordu-Giresun, Pamuk: Adana, Muz: Anamur,
Zeytin: Edremit-Gemlik, İncir: Aydın, Turunçgil: Antalya.
· Destekleme alımları: Piyasa ve kötü
hava koşullarından korumak amacıyla devletin üreticilerin ürünlerinin bir
bölümünü satın almasıdır. Çay, fındık, pamuk, tütün, buğday, pancar, haşhaş bu
kapsamdaki ürünler.
· Plantasyon tarımı: Çok geniş
alanlarda 19 ve 20. Yy başlarında kölelerin çalıştırıldığı tarım alanlarıdır. Günümüzdeyse özellikle tropikal kuşakta geniş çiftliklerde kauçuk,pamuk, kahve gibi ürünlerin yetiştirilmesidir.
· İklimsel şartlar ve arazinin
engebesine bağlı olarak Türkiye’nin %40 da tarım yapılmaktadır. Ülkemizde
yetiştirilen başlıca ürünlere gelince ekili ürünler kışı tohum halinde kar altında
toprakta geçiren dağılımını ilk bahar ve yaz koşullarının belirlediği
ürünlerdir.
Dikili ürünler dağılımını sonbahar ve kış koşullarının belirlediği
ürünlerdir.
1) Tahıllar (Hububatlar) (Ekilli
ürünlerdir):
NOT: Yağı çıkarılan ürünler (+) işareti ile gösterilecektir.
· Az suyla yetişenler:
Ø Buğday: Tarım arazilerimizin %50’de
buğday ekstantif üretildiğinden dalgalanmalar fazladır. Yetişmesi için ilkbaharın ılık ve
yağışlı yazların kurak olması gerekir. Kıyılar yetişmesi için en uygundur (Marmara, Ege, Akdeniz ). Fakat buralarda daha değerli ürünler
yetiştiğinden İç Anadolu ve G.D.Anadolu da yoğundur. Akdeniz de sıcaklık
değerlerine bağlı olarak topraktan 2 ürün alına bildiğinden örneğin çukurovada
pamuktan sonra üretimi yapılmaktadır. Halkın temel gıda maddesi olduğundan çokça üretilmesine rağmen ihraç edilemez. Dünya’da ABD, Kanada,
Rusya, Hindistan, Çin önemlidir.
Ø Arpa: Buğdayla aynı iklim şartlarında
yetişir. Fakat daha düşük sıcaklıklarda yetişebildiğinden buğdayın çıkamadığı
Doğu Anadolunun yüksek kesimlerinde de görülür. Bunun da en fazla yetiştiği
bölgeleri İç A. ve G.D. Anadoludur. Bira yapımında kullanıldığından son
yıllarda üretimi artmıştır.
· Bol suyla yetişenler:
Ø Çeltik (Pirinç): Pek çok bölgede
sulak vadi ve ovalarda yetişir. Batı Karadeniz ovaları yağışa bağlı olarak, Meriç ovaları ise Marmara'da sulamayla en çok pirinç yetiştiren yerlerdir. İl bazında Kastamonu
Tosya mono kültür alanıdır.(B.Karadeniz) Üretimi devlet kontrolü altındadır.
Nedeni sıtma hastalığına yol açmasıdır. Muson Asyası Dünya’da başta gelir.
Çin,Hindistan,Japonya,Endonezya.
Ø Mısır: (Ekili) (+) Çimlenme olgunlaşma ve hasat
döneminde bol suya ihtiyaç duyar. K.Deniz doğal yetişme alanıdır. Fakat ekmek
yapımında kullanıldığından mısır başka bölgelere ve ülkelere satılamaz.
Sanayide kullanılan mısırı sulamayla Ak Deniz bölgesi yetiştirir. Ak deniz
üretimde birinci sırada gelmektedir. ABD, Brezilya, Rusya, Çin önemli
üreticilerdir.
SANAYİ ÜRÜNLERİ SANAYİDE HAM MADDE
OLARAK KULLANILIRLAR.
ÇAY(DİKİLİ): Yetişmesi
için kışların ılık ve her mevsimin yağışlı olması gerekir. Çok sınırlı bir
alandan Rize ve çevresinden elde edilir. Dünyada Hindistan, Çin, Sri Lanka,
Endonezya önemlidir. Kaliteyi korumak amacıyla
üretimi devlet kontrolü altındadır.
ZEYTİN(DİKİLİ): Kışları
ılık geçen kıyı kesimlerinde yetişir. %40'ı Egeden elde edilir. Marmara 2., Ak
D. 3. Sırada gelir. Ak D. daha değerli ürünler nedeniyle geri plandadır. D.
Karadeniz de Rize ve G. Doğu Anadolu'da Antep Kilis yöresinde de yetişir. Dünya da Yunanistan,
İtalya, İspanya, Tunus önemlidir. Yağ ve sabun endüstrisinde kullanılır.
Ülkemizde mono kültür alanları Edremit ve Gemliktir. Zeytin ağacının bir
özelliği de 2 yıla bir ürün vermesidir.
GÜL(DİKİLİ) (+): Hoş kokulu
yağı için üretilir. Bu yağ kozmetik endüstrisinde kullanılır. Göller yöresinde
Isparta çevresinde yetişir.
PANCAR(EKİLİ): Şeker
endüstrisinde kullanılır bol suyla alüvyal düzlüklerde yetişir. Yetişmesi için
kıyılar daha el verişlidir. Fakat daha değerli ürünler nedeniyle iç kesimde
üretilir. İç A, Orta Karadeniz'in iç kesimleri, Doğu A, İç Ege, Ak D’in iç
kesimleri, Marmaranın iç kesimleri yoğundur. Küspesi hayvancılıkta kullanılır.
Pancar orta kuşakta en çok Rusya ve Avrupa birliği ülkelerinde yetiştirilir. Tropikal kuşakta karşılığı olan şeker kamışıysa orta, Güney Amerika ve Afrika da üretilir.
AY ÇİÇEĞİ (EKİLİ) (+) : Yağ
endüstrisinde kullanılır. Yazları 20 derece üzerinde sıcaklıklara sahip
yerlerde yetişir %70 i Marmaradan sağlanır. Monokültür alanı Trakya, Ergenedir.
İç Anadolu, İç Ege ve Orta Karadeniz diğer önemli alanlardır.
Haşhaş(Ekili) (+): İlaç
endüstrisinde kullanılır. Uyuşturucu özelliği olduğundan üretim devlet kontrolü
altındadır. Yazları kurak geçen İç Ege, İç Anadolu, Göller yöresinde yetişir.
Afyon, Eskişehir, Burdur önemli illerdir.
Anason(Ekili): İçki ve
besin sanayisinde kullanılır. İç Ege, göller yöresi ve Marmara da üretilir.
Soya(Ekili)(+): Yağ
endüstrisinde kullanılır. En çok Karadenizde ve Akdenizde üretilir. Çin Dünyada
önemlidir.
Pamuk(Ekili)(+): Dokuma,tekstil
endüstrilerinin ham maddelerindendir.Yetişmesi için ilkbaharın ılık, yağışlı
yazların kurak ve sıcak geçmesi gerekir. K.denizde yaz yağışı yüksek yerlerde
düşük yaz sıcaklığı nedeniyle yetişemez, alüvyalovaların ve sulamanın olması
yetişmesi için diğer koşullardır. G.D.anadolu, Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu’da
Malatya,Iğdır ovaları önemlidir. Mono kültür alanı Çukurovadır. ABD, Çin,
Hindistan, Rusya, Pakistan, Mısır, Özbekistan önemlidir.
Tütün(Ekili): Sigara
sanayisinde kullanılır. İklim seçiciliği azdır.
İç Anadolu dışında her bölgede yetişir. %40’ı Egeden elde edilir.
Karadeniz, Marmara, G.D.Anadolu, Doğu Anadolu da Malatya, Elazığ, Muş, Bitlis
önemlidir. Akdenizde önemi azdır. Hatay ve Göller yöresinde yetişir.ABD, Çin,
Hindistan, Rusya önemlidir.
Keten Kenevir(Ekili):
Dokuma sanayinde kullanılır. Yağışlı iklimleri sever. Batı K.denizde üretilir
(Kastamonu) uyuşturucu özelliğinden dolayı devlet kontrolü altındadır.
Susam(Ekili): Yazları
kurak geçen Akdenizde yetişir. Besin endüstirinde kullanılır.
BAKLAGİLLER(Ekili):
-
Fasulye: Bütün bölgelerde sulama olanağı fazla alüvyal bostan alanlarda
yetişir.
-
Nohut, mercimek: Çok az suya ihtiyaç duyar ve kurak iklimlerden
hoşlanırlar. G.Doğu Anadolu ve İç Anadolu üretimlerinde önemlidir. GAPın
tamamlanmasıyla sulama olanakları arttırıldığında G. Doğu Anadolu'da bu ürünler
yerine; sebze, mısır, pirinç, pamuk gibi bol suya ihtiyaç duyan
ürünlerin üretimi artacaktır.
MEYVELER:
Fındık (Dikili) (+): Kışları
ılık her mevsimi yağışlı yerler de yetişir. Karadeniz bölgesi üretimin %80ni
Marmara %20sini karşılar. Ordu,Giresun monokültür alanlarıdır. Fındık
üretiminde Türkiye %60 ile 1. Sıradadır. Ana vatanı Karadenizdir.
Turunçgil (Dikili):
Kışları ılık geçen Güney Ege, Akdeniz ve Doğu Karadenizde Rizede üretilir.
Monokültür alanı Antalyadır. Narenciye adınıda alır. Portakal, limon, mandalina
ve greyfurt başlıca türleridir. Dünyada AkD. Ülkeleri ABD, Avustralya önemlidir.
Elma(Dikili): Kış
soğuklarına dayanır. İklim seçiciliği azdır. Bu nedenle üretim miktar ve alanı
fazladır. İç Anadolu, Orta Karadeniz ve Antalya yöresinde üretimi
gerçekleştirilir.
Kayısı(Dikili): İklim seçiciliği azdır. Her
yerde yetişebilir.Fakat daha değerli ürünler nedeniyle kıyılarda görülmez.
D.Anadolu’da Malatya, Iğdır yöreleri önemlidir.
İncir(Dikili): Kışları
ılık geçen kıyılar da yetişir. Monokültür alanı Güney egede Aydın
yöresidir (%80). Türkiye incir üretiminde dünya birincisidir.
Üzüm(Dikili): İklim
seçiciliği azdır.Kış soğuklarına dayanır. Bu nedenle üretim alanı ve miktarı
fazla ve ucuz bir meyvedir. Kaliteli üzüm için yazların kurak geçmesi gerekir.
Bu yüzden K.deniz kıyıları e çok yüksek yerlerde görülmez. Ege %40 ile 1.dir.
G.D Anadolu 2., İç Anadolu 3., Marmara 4., Doğu Anadolunun güneyi 5. Sıradadır.
Akdeniz de önemi azdır (daha değerli ürünler yetiştirildiğinden).
Antep Fıstığı(Dikili):
Yazları kurak ve sıcak geçen G.D. Anadolu da üretilir.
Kivi(Dikili): Ilıman ve
her mevsimi bol yağışlı D.Karadenizde üretilir. Muz gibi kökeni tropikal kuşak
olup son yıllarda üretilmeye başlamıştır.
Muz(Dikili): Kışları en
ılık geçen Akdenizde Anamurda %100ü üretilir.Dünyada Afrika ve Güney Amerika
yani tropikal kuşak önemlidir.
Yer fıstığı(Ekili):
Yazları kurak sulama olanakları gelişmiş. Akdeniz'de yetişir.
Sebzeler:
Kuru sebzeler(Ekili):
Patates ve soğandan oluşur iklim seçicilikleri de yoktur. Her yerde yetişebilirler.
Ekonomik değerleri az olduğundan en çok İç Anadolu da üretilirler.
Yaş sebzeler(Ekili):
Üretimleri için bol su, yüksek yaz sıcaklığı ve alüvyal topraklar gerekir.
Akdeniz, Ege ve de Marmara önemlidir. İç kesimde sulama azlığı K.denizde Güneşli
gün sayısının azlığı,yüksek kesimlerde yaz sıcaklığı yetersizliği sebze
üretiminin olanaklarını azaltır. Kışın yeterli sıcaklığa sahip Antalya, Mersin
ve Adana da ise seracılık yaygındır.
HAYVANCILIK:
1) İlkel mera hayvancılığı(yaylacılık):
Hayvanların yazın taze ot potansiyelinden yararlanması için geçici olarak yaylalara çıkarıldığı, kışın ise kuru saman otları ile beslendiği hayvancılıktır. Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu ile İç Anadolu'da görülür. İlkel hayvancılık
Türkiye ve benzer özellikler taşıyan ülkelerde yaygındır.
İlkel hayvancılık tarım alanı yetersiz
engebeli yerlerin temel geçim kaynağıdır. Doğu Anadolu en çarpıcı örneğidir. İç
Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Karadeniz gibi bölgelerdeyse gelir azlığından dolayı
tarımdan sonra ikinci faaliyettir.
Hayvancılıkta yetiştirilen hayvanların eti, sütü, yumurtası, deri ve yününden gıda ve sanayi ham maddesi olarak yararlanılır. Ayrıca yük, yolcu taşınması ve eğimli arazilerde tarla sürme işi ile tıbbi araştırmalarda da kullanılırlar.
Hayvancılıkta yetiştirilen hayvanların eti, sütü, yumurtası, deri ve yününden gıda ve sanayi ham maddesi olarak yararlanılır. Ayrıca yük, yolcu taşınması ve eğimli arazilerde tarla sürme işi ile tıbbi araştırmalarda da kullanılırlar.
2) Modern ahır hayvancılığı:
Besicilik: Hayvanlar
eti için yetiştirilir.
Mandıracılık: Hayvanlar
sütü için yetiştirilir.
Dünya’da Hollanda,
İsviçre, İngiltere, ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz, Batı Karadeniz'de görülür.
· Sermaye olanakları 1. De az 2. De
fazladır.
· 1.de et,süt.yün miktar ve kalitesi
düşüktür. 2.de yüksektir.
· 1. De Ürün dagalanmaları fazladır (
faaliyet iklime bağlı olduğundan) 2. De azdır ( faaliyet iklime bağlı
olmadığından)
· 1. De elde edilen gelir ve verim
düşüktür. 2. De yüksektir.
· 1 de hayvan hastalıklarıyla mücadele
azdır. 2. De fazladır.
· 1. De Hayvan soylarının ıslah
çalışmaları azdır. 2. De fazladır.
· 1. De süt kuzusu ve danası kesimleri
fazladır. 2. De böyle bir uygulama yoktur.
· 1. De hayvanlar tümüyle bitki
örtüsüyle beslendiğinden ülkedeki dağılımları iklim ve bitki örtüsüne bağlıdır.
2. de ise hayvanlar daha çok suni yem ve az oranda doğal
bitki örtüsüne bağlı olduğundan dağılım doğal koşullardan bağımsızdır.
Küçükbaş hayvancılık:
1) Koyun : Et, süt, yün ve derisinden
yararlanılır. Karasal iklimlerde bozkır otları yaygın düz arazi yapısına sahip
yerlerde görülür. İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu, İç ege, göller yöresi, Doğu Anadolu'nun güneyi Trakya’da yaygındır. Karadeniz kıyılarında ve Doğu Anadolu'nun
kuzeyinde görülmez (iklim ve bitki örtüsü nedeni ile). Türkiye'de en çok kesilen hayvandır. Fakat et verimi
sığırdan azdır.
2) Tiftik keçisi: Yünü için beslenir.
Koyunla aynı şartlarda yetiştirilir. Bununda en çok yetiştirildiği yer iç ve
G.D Anadoludur. Ana vatanı İç Anadoludur.
3) Kıl keçisi: Tarıma el verişsiz
eğimli,karstik alanlarda bu şartlara uygun kıl keçisi yetiştirilir. Akdeniz'de
Toros Dağlarında yaygındır. Ormanlara zarar verdiğinden devletçe üretimi
sınırlandırılmıştır.
Büyükbaş Hayvancılık: Faaliyette doğal bitki örtüsünden yararlanılır ve tüm yıl devam eder. Avrupa, Hindistan, ABD, Avustralya, Arjantin önemlidir. Sığırda denilen büyükbaş
hayvanların doğal ortamda yetişmesi için yaz yağışları alan çayırlardan oluşmuş
yerler gereklidir. Karadeniz kıyıları ve Erzurum-Kars Ardahan doğal yetişme
alanlarıdır. Doğu Karadeniz ve Erzurum-Kars Kuzey Doğu Anadolu olarak ta
değerlendirilir. Trakya, Güney Marmara, Ege'de suni yemler kullanılarak, İç Anadolu'da ise özellikle şeker fabrikaları çevresinde, pancar küspesine bağlı olarak modern büyükbaş hayvancılık yapılır.
Arıcılık: Bitki örtüsünden yararlanılır, faaliyete kışın ara verilir. Doğal
bitki örtüsü gür,çevre kirliliği olmayan yüksek yerlerde gelişmiştir. Doğu ve
Batı Karadeniz, Doğu Anadolu, Toroslar ve Muğla'da (Menteşe) Marmaris'in yüksek
kesimlerinde yapılır.
İpek böcekçiliği: Dut yapraklarıyla beslendiğinden kışın faaliyete ara verilir. Bursa,
Gemlik, Bilecik (Marmara) önemlidir.
Kümes Hayvancılığı: Doğal bitki örtüsünden yararlanılmaz ve tüm yıl devam eder.
Ucuz ve sağlıklı olması nedeniyle son yıllarda tüketimi büyük kentlerde artmış
ve büyük kentlerin çevresinde (Güney Marmara başta) modern tavuk çiftlikleri
kurulmuştur.
Balıkçılık: Deniz balıkçılığı denizlerden balık avlanması faaliyetidir.
Karadeniz kıyıları denizin serin ve balık yaşamına uygun olması nedeniyle ve aynı zamanda tarım, sanayi ticaret olanaklarının az olmasına bağlı olarak balıkçılığa yönelmiştir.
%70 ile denizlerden avlanan balıkta Karadeniz Bölgesi 1. Sırayı alır. Marmara ve Boğazlar balıkların göç yollarında
bulunduğundan 2. Sırayı alırlar. Ege, Akdeniz sıcak yani deniz yüzeyi balık
yaşamına uygun olmadığından ve tarım, sanayi ticaret, ulaşım ve de turizmden
yeterli gelir elde edildiğinden önemsizdirler. İlkel kıyı balıkçılığı Türkiye
gibi ülkelerde yaygındır, modern açık deniz balıkçılığında ise Norveç, Japonya,
İngiltere gibi ülkeler başta gelir.
İlkel Kıyı Balıkçılığı: Avlanma tekniklerinin ve kullanılan teknelerin ilkel ve yetersiz olduğu, soğuk hava depolama ve ulaşım imkanları yetersiz, ülke ekonomisine katkısı az balıkçılık faaliyetidir.
Modern Açık Deniz Balıkçılığı: Son derece büyük, gelişmiş tekneler ile okyanuslar da dahil her yerde balık avlama olanaklarına, soğuk hava depolama ve ulaşım olanaklarının gelişmiş olmasından dolayı dünyanın her yerine balık ve balık ürünleri satma, ulaştırma olanaklarına sahip Norveç, Japonya gibi ülkelerde yürütülen balıkçılık faaliyetidir.
İç su balıkçılığı: Akarsu ve göllerden Balık avlanması faaliyetidir. Türkiye de
önemi azdır.
Kültür balıkçılığı: Deniz ve göl kıyılarında kurulan balık çiftliklerinde insan
eliyle üretim yapılmasıdır. Güney Ege'de (Bodrum, Fethiye, Marmaris) yaygındır ve
deniz kirliliğine yol açan bir faaliyettir.
Ormancılık: Ormanlardan yararlanma faaliyetidir.
Karadeniz bölgesinde önemlidir.
Ormanların sağladığı yararlar: Erozyon ve selleri önleme, yakacak ve
sanayiye ham madde sağlama, havadaki oksijen miktarını arttırma ( hava
kirliliğini önleme) turizm faaliyetleri, yaban hayata barınak sağlama. Orman
varlığı bakımından bölgelerimiz şu şekilde sıralanır.
1) Karadeniz:yağış miktarının fazla,
rejimin düzenli olması) ormanlarımızın %40'ı bu bölgededir.
2) Akdeniz
3) Marmara
4) Ege
5) Doğu Anadolu
6) İç Anadolu
7) G.D Anadolu
Dünyada Kanada, Rusya, Finlandiya, Norveç, İsveç, Brezilya orman varlığı
nedeniyle bu faaliyette ilk
sıralardadırlar.
23 Mayıs 2016 Pazartesi
LYS Coğrafya - Ekosistem, Biyomlar, Madde Döngüleri, Doğal Afetler ve Bölge Kavramı
- BİYOMLAR –
Belli iklim ve yer şekli koşullarına bağlı olarak ortaya
çıkmış bitki ve’de hayvan topluluklarına biyom
adı verilir. Kara Biyomları ve Su
Biyomları olmak üzere iki ana guruba ayrılırlar.
KARA BİYOMLARI BİTKİ ÖRTÜSÜ HAYVAN TÜRLERİ
-Ekvatoral ormanlar biyomu Yayvan yapraklı Jaguar, maymun,
(En zengin biyomdur) bambu, palmiye, kaplan, kuş,
(En zengin biyomdur) bambu, palmiye, kaplan, kuş,
muz gibi ağaçlar sürüngenler ve böcekler
-Savan Biyomu Yüksek boylu Zebra, sırtlan, aslan,
otlar ve tek tük kuşlar, sürüngenler,
ağaçlar leopar, çita, fil,
zürafa, ceylan, böcekler,
yabani köpek
-Çöl Biyomu Kaktüsler ve Sürüngen, kuş, deve
(Biyolojik çeşitlilik azdır) kurakçıl çalılar çöl faresi, tilkisi,
kurbağası ve böcekler
-Maki Biyomu Bodur ağaçlar ve Dağ keçisi, kurt, çakal,
çalılar (Kızılçam, sürüngen, kurt, böcek,
koca yemiş, kemirgenler ve tilki
keçiboynuzu, kekik,
zakkum, lavanta)
-Step (bozkır) Biyomu Kısa boylu otlar Tilki, yabani koyun,
(Türkiye'deki en yaygın ceylan, kurt, böcek,
biyomdur) sürüngen, kuşlar, bizon,
yak (Tibet sığırı),
kemirgenler
-Çayır Biyomu Yaz yağışlarıyla Tilki, ayı, kurt, çakal,
yeşeren otlar yaban kedisi, kuş, böcek,
sürüngen, kemirgenler,
geyikler
-Orta Kuşak Karışık Yapraklı Geniş ve iğne Tilki, ayı, kurt, çakal,
Ormanlar Biyomu yapraklı ağaçlar yaban kedisi, kuş, (meşe, ıhlamur, sürüngen,
kestane, karaçam, kemirgenler, böcekler,
sarı çam, ladin, huş) domuz ve geyikler
-Tayga Ormanları Biyomu Ladin, sedir, karaçam Kar tavşanı, kar tilkisi,
sarı çam, huş kar baykuşu, ayı,
Sibirya kaplanı, leopar,
yabani kedi, geyik, kuş,
böcek, sürüngen ve
kemirgenler
-Tundra Biyomu Soğuğa dayanıklı Minsk öküzü, ren geyiği,
(Biyolojik çeşitlilik azdır) ot, diken ve kar tilkisi, kar baykuşu,
yosunlar kar tavşanı, karibu
-Kutup Biyomu Bitki örtüsü yoktur Fok, penguen, kutup ayısı
(Biyolojik çeşitliliğin
en az olduğu biyomdur)
-Yüksek Dağ Biyomu Alpin çayırlar ve Dağ keçisi, kartal, leopar,
(Yükselti ve yer şekillerine iğne yapraklı ağaçlar dağ tavşanı
bağlı olarak ortaya çıkmıştır)
SU BİYOMLARI BİTKİ ÖRTÜSÜ HAYVAN TÜRLERİ
-Akarsular, göller, bataklıklar Saz, kamış ve nilüferler Balıkçıl kuşlar,
balıklar, su yılanı,
su kaplumbağası,
tatlı su yengeci,
kurbağalar, saz kedisi
-Deniz ve Okyanuslar Yosunlar ve deniz altı Kuşlar, mercanlar,
(Dünya'daki en geniş biyomdur) otlakları kabuklu hayvanlar,
(midye, istiridye)
ahtapot, yengeç,
deniz yıldızı, kestanesi,
balıklar, balina, fok,
yunus gibi memeliler,
deniz anası ve
planktonlar
-EKOSİSTEM-
-Savan Biyomu Yüksek boylu Zebra, sırtlan, aslan,
otlar ve tek tük kuşlar, sürüngenler,
ağaçlar leopar, çita, fil,
zürafa, ceylan, böcekler,
yabani köpek
-Çöl Biyomu Kaktüsler ve Sürüngen, kuş, deve
(Biyolojik çeşitlilik azdır) kurakçıl çalılar çöl faresi, tilkisi,
kurbağası ve böcekler
-Maki Biyomu Bodur ağaçlar ve Dağ keçisi, kurt, çakal,
çalılar (Kızılçam, sürüngen, kurt, böcek,
koca yemiş, kemirgenler ve tilki
keçiboynuzu, kekik,
zakkum, lavanta)
-Step (bozkır) Biyomu Kısa boylu otlar Tilki, yabani koyun,
(Türkiye'deki en yaygın ceylan, kurt, böcek,
biyomdur) sürüngen, kuşlar, bizon,
yak (Tibet sığırı),
kemirgenler
-Çayır Biyomu Yaz yağışlarıyla Tilki, ayı, kurt, çakal,
yeşeren otlar yaban kedisi, kuş, böcek,
sürüngen, kemirgenler,
geyikler
-Orta Kuşak Karışık Yapraklı Geniş ve iğne Tilki, ayı, kurt, çakal,
Ormanlar Biyomu yapraklı ağaçlar yaban kedisi, kuş, (meşe, ıhlamur, sürüngen,
kestane, karaçam, kemirgenler, böcekler,
sarı çam, ladin, huş) domuz ve geyikler
-Tayga Ormanları Biyomu Ladin, sedir, karaçam Kar tavşanı, kar tilkisi,
sarı çam, huş kar baykuşu, ayı,
Sibirya kaplanı, leopar,
yabani kedi, geyik, kuş,
böcek, sürüngen ve
kemirgenler
-Tundra Biyomu Soğuğa dayanıklı Minsk öküzü, ren geyiği,
(Biyolojik çeşitlilik azdır) ot, diken ve kar tilkisi, kar baykuşu,
yosunlar kar tavşanı, karibu
-Kutup Biyomu Bitki örtüsü yoktur Fok, penguen, kutup ayısı
(Biyolojik çeşitliliğin
en az olduğu biyomdur)
-Yüksek Dağ Biyomu Alpin çayırlar ve Dağ keçisi, kartal, leopar,
(Yükselti ve yer şekillerine iğne yapraklı ağaçlar dağ tavşanı
bağlı olarak ortaya çıkmıştır)
SU BİYOMLARI BİTKİ ÖRTÜSÜ HAYVAN TÜRLERİ
-Akarsular, göller, bataklıklar Saz, kamış ve nilüferler Balıkçıl kuşlar,
balıklar, su yılanı,
su kaplumbağası,
tatlı su yengeci,
kurbağalar, saz kedisi
-Deniz ve Okyanuslar Yosunlar ve deniz altı Kuşlar, mercanlar,
(Dünya'daki en geniş biyomdur) otlakları kabuklu hayvanlar,
(midye, istiridye)
ahtapot, yengeç,
deniz yıldızı, kestanesi,
balıklar, balina, fok,
yunus gibi memeliler,
deniz anası ve
planktonlar
-EKOSİSTEM-
Belli sınırlar
içerisinde yaşayan canlılar ve cansızların oluşturduğu topluluğa ekosistem denir.
Ekosistemdeki Cansız Varlıklar
-iklim
elemanları (sıcaklık,basınç,rüzgar,nem,yağış,ışık vb. )
-toprak
-taşlar ve kayalar
-yükselti ve yer
şekilleri
-sular
Ekosistemdeki Canlı Varlıklar
-bitkiler(ağaçlar,otlar,çalılar)
-hayvanlar
-insanlar
-mikro
organizmalar(bakteriler vb.)
Habitat: Ekosistemde
ki farklı ortamlara verilen isimdir.
*Ekosistemdeki canlı ve cansızlar tabi ki birbirleriyle ilişki
içindedir.
-MADDE DÖNGÜLERİ-
Doğada var olan temel
elementler (maddeler) doğada çeşitli süreçlerle canlılarla cansızlar
arasında alışveriş edilir.Buna madde döngüleri adı verilir. Doğada döngü halinde
olan başlıca maddeler ve bu döngüleri
sağlayan süreçleri şu şekilde açıklamak mümkündür;
-SU DÖNGÜSÜ: Doğadaki en temel maddelerin başında su gelir .Suyun
temel kaynağı denizler ve okyanuslardır.
Güneş ışığı ve sıcaklık etkisiyle
buharlaşan deniz suları bulutları oluşturur.Rüzgarlar ve dünyanın
dönüşüyle hareket eden bulutlar, karalar ve denizleri etkileyen yağışları
meydana getirir. Yağışlarda özellikle karalar üzerinde yer altı ve yer üstü
sularını oluşturur.Karalarda biriken bu sularda daha sonra tekrar denizlere
döner.İşte bu sürece su döngüsü adı verilir.Su döngüsüne insan müdahaleleri; içme ve kullanma suyu
temini,kullanımı baraj yapımı ve bu
yolla su tutulması vb. dir.
-OKSİJEN DÖNGÜSÜ: Troposferin
% 21 ‘ni oksijen oluşturur.Aynı zamanda havadaki oksijen eriyerek sulara da
geçmiştir.Yani hem hava hem de deniz, okyanus,ve göller içinde oksijen vardır.Havadaki ve sudaki
canlılar için gerekli serbest oksijeni oluşturan bitkilerin gerçekleştirdiği
fotosentezdir.Bitkiler fotosentez
sırasında hava ya da su içindeki karbondioksiti alırlar ve karşılığında havaya oksijeni verirler.Haynvanlar ve insanlar ise solunum sırasında oksijeni alıp karşılığında havaya CO2 verirler.Yani görüldüğü gibi 2 grubun artık maddesi diğerinin ana maddesi durumundadır. Bu şekilde fotosentez ve solunum aracılığıyla oksijen ve karbondioksit döngü halinde kullanılmış olur.
-Oksjenin kullanıldığı yerler
-solunum
-Besinlerinlerin
yanması ve vücutta enerjiye dönüşmesi(oksidasyon)
-çürüme ve paslanma
olayı
FOTOLİZ OLAYI:Fotosentez dışında
Güneş ışınları da (H2O)yu yani suyun da bir bölümünü ayrıştırarak
serbest oksijen oluşumunu sağlarlar bu olaya fotoliz adı verilir.
FOSFOR DÖNGÜSÜ: Fosfor
doğada çeşitli kayalar içinde bulunur. Çözülen taşlar vasıtasıyla fosfor
toprağa da geçer.Fotosentez yaparken bitkiler topraktan çeşitli mineralleri
dolayısıyla fosforu da alır.Besin zinciri aracılığıyla fosfor etçil ve otçul
hayvanlara da geçer.Tüm bu süreçler
fosfor döngüsü adını alır.
KARBON DÖNGÜSÜ: Karbon
canlıların en temel yapı taşıdır.
-hava ve sudaki CO2
(Canlıların solunumuyla havaya ve suya verilir.)
-kömürlü ve karbonatlı
kayalar kömür ile birlikte
diğer fosil yakıtlar(petrol,doğalgaz)
Başlıca karbon
kaynaklarıdır. Fosil yakıtların yakılması ,volkanik patlamalar, orman
yangınları havadaki CO2 miktarını arttırmaktadır.Bu unsurlardan kaynaklanan
karbon besin zinciri aracılığıyla canlı ve cansızlar arasında taşınır yani karbon döngüsü oluşur.
AZOT DÖNGÜSÜ:Troposferin
%78’ ni azot gazı oluşturur.Fakat bitkiler ,hayvanlar ve insanlar bu maddeyi
doğrudan doğruya( solunum yada fotosentez) almazlar.Havadaki azot gazı
yağışlar,şimşekler,volkanik patlamalar gibi olaylarla toprağa bağlanır.Topraktaki azotu bitki
köklerinde yaşayan bakteriler nitrat tuzlarına dönüştürürler ve besın zıncırı
aracılığı ıle bıze kadar ulasır .Canlıların ölümünden sonra da saprofıtler onların bünyelerindeki azotu ayrıstırarak tekrar
havaya verırler.
BESİN ZİNCİRİ
Doğada
(ekosistemlerde) bulunan canlıların bünyelerin çeşitli maddelerden oluşur ve
canlılar yaşamak için enerjiye ihtiyaç duyarlar .İşte canlıların gereksinim
duyduğu maddeler ve enerji besin zinciri aracılığıyla oluşup taşınır.Besin
zinciri daha önceki ifade edildiği gibi madde döngülerinde de önemli yeri olan
bir süreçtir.
*Besin zincirinin başında üretici de denilen
bitkiler bulunur .Bitki fotosentezle topraktan aldığı mineral, havadaki CO2 ve Güneş ışınlarını alarak bunların hepsini nişasta denilen bir maddede birleştirir.Bitkiler bu depo edilmiş madde ve enerjinin neredeyse %40 'ını kullanırlar.Geriye kalan depo edilmiş madde ve enerji ise tüketiciler tarafından kullanılır.
*Besin zinciriyle depo edilmiş maddeler ve
miktarı azalmış enerji birincil tüketiciler denilen otçul hayvanlara
geçer.Otcul olan enerjiyi biraz daha kullanıp azaltır.
*Daha sonra depo edilen maddeler ve miktarı
azaltılmış enerji ikincil tüketici denilen etçil hayvanlara geçer.
* En sonunda da madde
ve miktarı iyice azalmış enerji üçüncül tüketicilere ulasır.
* Üretici ve tüketici
canlıların ölümüyle saprofitler bünyelerinde depo edilmiş maddeleri (
azot,karbon,fosfor,demir,oksijen) ayrıştırarak tekrar toprağa ve havaya
verirler ve bu maddeler fotosentezle besin zincirine ve doğada madde döngülerine
katılır.Maddeler besin zinciriyle doğa arasında döngü halindedirler.Enerji ise üreticilerden tüketicilere kadar tek yönlü olarak akar.
EKSTREM OLAYLAR
DEPREM: Alp
orojenezinden etkilenmiş ,aktif fay
hatları ,aktif volkanlar ve mağaralar bulunan yerlerde görülür.Erken uyarı
sistemlerinden söz etmek mümkün değildir.
TUSUNAMİ: Deniz okyanus
tabanında meydana gelen ve asıl yıkıcı etkisi okyanus kıyılarında görülen
afettir erken uyarı sistemleri vardır.
VOLKANİZMA: Alp
orojenezinden etkilenmiş alanlarda yer alan aktif volkanlar zaman zaman harekete geçerek felaketlere yol
açmaktadırlar.Japonya, Filipinler, Endonezya, İtalya,
İzlanda,Peru,Şili,Meksika,ABD örnek verilebilir.
EROZYON:Bitki örtüsünün
tahrip edildiği eğimli yerlerde su, düz yerlerde ise su ve rüzgar erozyonun doğal dengeyi bozan bir doğal afettir, kurak
koşullar özellikle rüzgar erozyonunun şiddetli olduğu yerlerdir. Ülkemizdeki en
yaygın afettir. Dünyada karasal alanlar ve çöllerde yaygındır. Önlenebilir bir
afettir.
HEYELAN: Eğimli ve yağışlı koşulların etkili
olduğu yerlerde görülen bir afettir, Dünya’da muson Asyası , orta ve güney Amerika batısı (And dağları)
ülkemizde kara denizde yaygındır. Heyelan riskinin arttığı meteoroloji
teşkilatlarınca bildirilebilmektedir.
KURAKLIK: İklimde meydana gelen
olumsuzluklardan olan kuraklık son yıllarda küresel ısınma nedeniyle dünyanın başlıca
yerlerinde şiddetle hissedilmeye başlanan bir afettir. Tarım ve hayvancılık
başta olmak üzere yaşam ve yerleşim alanlarını olumsuz etkilemektedir. Orta
doğu, Orta Asya ve dünyadaki çöl alanları ülkemizde ise iç ve Güney doğu
Anadolu da oldukça etkindir.
SEL VE TAŞKINLAR: Bitki örtüsüne zarar verilmiş eğimli
eğimli alanlarda sel suları dağlardan
aşağıya hızla inerek felaketlere yol açar. Muson Asyası en çok yaygın olduğu yerdir.Taşkınlar
ise özellikle aşırı yağışlardan sonra
düz arazilerde nehirlerin yükselmesi ile oluşur.Taşkınlar Trakya ,Ege zaman zaman iç Anadolu da ;seller ise Kara
Deniz ve
Ak Denizde görülmektedir. Nehirler barajlar aracılığıyla kontrol
edilerek taşkınların önüne
geçilebilmektedir.
ÇIĞ :Yoğun kar yağışı olan eğimli alanlarda
etkilidir. Çığ riski meteoroloji teşkilatlarınca bildirilebilmektedir.
İskandinavya , Alp Dağları, Orta ve Güney Amerika da And Dağları ,Güney Doğu
Asya da Himalayalar ülkemizde Doğu
Anadolu ,Kara Deniz ,Ak Denizdeki yüksek dağlarda görülebilir.
ORMAN YANGINLARI: Yazları kurak geçen alanlarda daha
çok beşeri etkenlerle orman yangınları çıkmakta bu da doğal dengenin bozulması
ve milli servetin yok olmasına yol
açmaktadır. Yangın riski olan yerler uzmanlar tarafından bilindiğinden
önlenebilir bir afettir.
KÜRESEL ISINMA: Fosil yakıt kullanımına bağlı olarak
havadaki karbon miktarının artması hava
sıcaklığı ortalamalarını halen yükseltmekte bu da tüm dünyada olumsuzlukların
yaşanmasına yol açmaktadır. Küresel bir çevre sorunudur.
BÖLGE KAVRAMI VE TÜRKİYE’ NİN
COĞRAFİ BÖLGELERİ
Günümüzde
fiziki , beşeri ( ekonomik , sosyal ,kültürel ,politik) özellikler dikkate
alınarak bölgeler oluşturulmaktadır.
Türkiye'nin
Coğrafi Bölgeleri
Tütün Üretim Alanları
Türk Dünyası
Eski Kültür
Alanları
Türkiye 1941
yılında 1. Coğrafya kongresine fizki, beşeri, ekonomik, hususlar gözönünde bulundurularak 7 coğrafi bölgeye
ayrılmıştır.Bunlar içinde bölümler , bölümler içinde yöreler oluşturulmuştur.Bölgeler
oluşturulurken iklim , yer şekilleri, bitki örtüsü ,akarsu özellikleri ,nüfus
özellikleri dikkate alınmıştır.
MARMARA BÖLGESİ
Yıldız (ıstranca) bölümü (Kırklareli Edirne)
GÜNEY MARMARA BÖLGESİ
(Balıkesir, Çanakkale, Bursa ,Yalova, Çatalca ,Kocaeli,
Sakarya )
(İstanbul- Kocaeli)
ERGENE
(Edirne , Tekirdağ )
EGE BÖLGESİ
Asıl Ege Bölümü
(İzmirli ,Aydın ,Muğla ,Denizli)
İç Batı Anadolu
(Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak)
AK DENİZ BÖLGESİ
Antalya Bölümü ( Antalya ,Isparta ,Burdur)
Adana (Adana , Mersin , Hatay, Kahramanmaraş)
KARADENİZ BÖLGESİ
Batı Karadeniz Bölümü ( Düzce ,Bolu, Bartın, Zonguldak,
Kastamonu ,Karabük)
Orta Karadeniz Bölümü (Samsun , Amasya, Tokat ,Çorum)
Doğu Karadeniz Bölümü ( Ordu, Giresun ,Trabzon , Rize
,Artvin , Gümüşhane, Bayburt)
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Erzurum – Kars Bölümü ( Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır)
Yukarı Fırat (Erzincan ,Tunceli ,Muş, Bingöl, Elazığ,
Malatya)
Yukarı Murat/ VAN (Van ,Bitlis , Ağrı)
Hakkari (Hakkari Şırnak)
GÜNEY DOĞU ANADOLU
BÖLGESİ
Orta Fırat Bölümü (Adıyaman ,Gaziantep ,Kilis ,Şanlı
Urfa)
Dicle (Diyarbakır, Mardin ,Siirt, Batman)
İÇ ANADOLU BÖLGESİ
Yukarı Sakarya Bölümü (Eskişehir, Ankara )
Konya (Konya, Karaman )
Orta Kızıl Irmak ( Çankırı ,Yozgat ,Kırıkkale ,Kayseri
,Nevşehir ,Kırşehir, Aksaray, Niğde )
Yukarı Kızı Irmak (Sivas)
Doğal ve beşeri, ekonomik esaslara göre oluşturulan
bölgelerin sınırları zaman içerisinde değişebilmektedir. Doğal bölgeler çok uzun sürelerde değişirken ve aralarındaki sınırlar bir çizgi halinde olmayıp, bir geçiş kuşağı şeklinde karşımıza çıkarken, beşeri ve ekonomik bölgeler bir insan ömrü içerisinde dahi değişebilmekte ve aralarındaki sınırlar bir çizgi halinde olabilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)