5 Nisan 2016 Salı

LYS-COĞRAFYA Sanayileşme - Göç - Şehirleşme

LYS-COĞRAFYA
SANAYİLEŞME - GÖÇ – ŞEHİRLEŞME SÜRECİ
NÜFUSUN TARİHSEL GELİŞİMİ:
İnsanoğlu 4 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve 2 milyon yıl öncesine kadar toplayıcı ve alet yapmadan yaşamını göçebe olarak sürdürmüştür. Nüfus sayısı da çok az artmıştır. Nüfustaki ilk sıçrama 2 milyon yıl önce paleolitik dönemde insanın alet yapmaya başlamasıyla yaşanmıştır. Daha sonra neolitik dönemde yani günümüzden 10.000 yıl önce insanın göçebelikten yerleşik hayata geçip tarım yapmaya başlaması, hayvanları evcilleştirmesiyle ikinci büyük sıçrama yaşanmıştır. 3. Büyük sıçramaysa 19. Yüzyılda endüstri devrimiyle yaşanmış 1800’lü yıllarda 1 milyar eşiği aşılmıştır.
YERLEŞME:
Yerleşme alanlarını kırsal ve kentsel olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür. Bu gruplandırma yerleşmelerde yürütülen ekonomik faaliyetlerin türü ve nüfus sayısına bağlıdır.
1) Kırsal Yerleşmeler:
Nüfusu 10.000 altında tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu yerleşim alanlarıdır.
          Köy altı yerleşmeleri :
Kom,komet,mezra,divan
Doğu Anadolu gibi yerlerde daha çok aile içi, aileler arası anlaşmazlıklar, savaş ve çatışmalar neticesinde ortaya çıkan bir iki ailenin yaşadığı ilkel hayvancılık yapılan yerlerdir.
Çiftlik
İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu gibi yerlerde bir ailenin malı olan düz arazide kurulmuş tarım ve hayvancılık alanlarıdır.
              Köyler:
Nüfusu 2000’e kadar olan tarım ve hayvancılık, ormancılıkla geçinilen yerleşim merkezleridir. 
             Kasabalar:
Nüfusu 2000-10.000 arasında olan tarım, hayvancılık yanında çevrenin ticaret merkezi olma özelliğini de taşıyan merkezlerdir.
2) Kentsel Yerleşmeler:
Nüfusu 10.000’den fazla temel geçim kaynakları tarım dışı faaliyetler ( endüstri,ticaret,turizm,madencilik vb. )  ve yoğun tarımsal faaliyetler, ulaşım ve askeri faaliyetler olan yerleşim alanlarıdır. 
Küçük Kentler
10.000-100.000 arasında nüfusa sahip yerlerdir. ( Nevşehir, Kırşehir, Kars) Etki alanları dardır.
Orta Büyüklükte Kentler 
100.000-500.000 arasında nüfusa sahip yerlerdir. ( Sivas, Niğde vb. ) Yakın çevrelerini etkileyebilirler.
Büyük Kentler
Nüfusu 500.000’den fazla olan kentlerdir.
            500.000-3.000.000/4.000.000 arası nüfusa sahip yerler metropol adını alır. ( Bursa, Ankara, Gazi Antep, Kayseri ) Ülkeyi ve Dünyayı etkileme özellikleri vardır.
            Megapoller nüfusu on milyonları  bulan ve bazen birkaç çekirdek kentin birleşmesiyle oluşan yerlerdir. İstanbul, ABD’nin doğusunda New York-Boston, Batı Avrupa’da Ruhr, Güney Japonya’da böyle alanlar bulunur. Dünyayı etkileme özellikleri vardır. 
KENTLERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE TARİHİ GELİŞİMİ:
Günümüzden 10.000 yıl önce insanın yerleşik hayata geçip, tarıma  başlaması, hayvanları evcileştirmesiyle ilk köyler kurulmuş 5000 yıl öncesi ulaşım ve ticaretin başlamasıyla bazı köyler büyüyüp çevrenin merkezi olan kentler halini almışlardır. Aynı dönemde devletlerin kurulup, bürokrasi ve askerlikle ilgili kurumların ortaya çıkmasıyla kentlerdeki fonksiyonlar iyice artmış ( Mezopotamya, Mısır, Anadolu ) kentler önemli kültür ve uygarlık merkezleri haline dönüşmüşlerdir. 19. Yüzyılda Batı Avrupa, Orta Avrupa, ABD, Kanada ve daha sonra Japonya’da başlayan endüstri devrimi kentlerin görünüm, fonksiyon ve üretim özelliklerini tamamen değiştirmiştir. Türkiye ve Dünya’da büyük merkezler genellikle bu sürece bağlı olarak gelişmişlerdir. Bunların ilk örneklerinden biri Almanya’daki Ruhr bölgesidir. Essen kenti başta olmak üzere önceleri küçük tarım merkezleri durumundayken, 19. Yüzyılda çelik üretimi için önemli demir ve kömür madenlerinin bulunmasıyla hızla ağır sanayi yani çelik, makine, otomotiv vb. üretim alanlarına dönüşmüşlerdir. Fakat 90’lı yıllardan itibaren artan çevre kirliliği, demir ve kömür çıkarmanın Avrupa da maliyetinin artması gibi nedenlerle merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve iş dünyasının işbirliğiyle bölge sanayi belgesinden, finans, lojistik, turizm, ulaşım merkezi haline dönmüştür.
Bu hikayeden şu sonuçlara ulaşmamız mümkündür:
Kentler bir etkene bağlı olarak gelişmeye başlar. Bu  bir madenin varlığı, liman, turizm olanakları, ulaşım kavşağı olması vb. olabilir.
Kentler zaman içinde nüfus, ekonomik, toplumsal kültürel açıdan dönüşebilirler.
Örneğin: Ruhr Tarım Bölgesi -> sanayi bölgesi -> Finans,ulaşım,lojistik,turizm bölgesi süreci gibi.
Görüldüğü gibi sanayi ülke ve bölgelerinde günümüzde stresli bir yaşam şekli sürdüren insana yönelik sunulan kültürel, sportif, sosyal faaliyetlerle kendini gösteren ve milyarlarca dolarla ifade edilen, bir kültür ekonomisinden de söz edilebilir.
FONKSİYONLARINA GÖRE KENTLER:
Fonksiyon kentte yürütülen faaliyetler anlamındadır. Şehir büyüyüp geliştikçe fonksiyon sayısı da artar. İlk çağdan itibaren artan nüfus ve ihtiyaçlara olarak farklı fonksiyonlara sahip kentler ortaya çıkmaya başlamıştır. Fakat asıl dönüşüm endüstri devriminden sonra yaşanmıştır.
FONKSİYONLARA GÖRE KENT TÜRLERİ:
          Tarım kentleri çevresindeki yoğun tarımsal üretim alanlarını n merkezi durumundaki kentlerdir. Pekin, Konya gibi.
          Turizm Kentleri: Bodrum, Cannes, Venedik, Antalya.
          Ticaret ve Sanayi Kentleri: ülkenin yada Dünya’nın önemli sanayi, ticaret merkezi durumundaki kentlerdir. Dünya ve ülke ulaşımında da önemli yere sahiptirler. İstanbul, İzmir, Kırıkkale, Londra, New York, Frankfurt, Dortmund, Paris, Tokyo vb.
          Turizm Kentleri: Turizm faaliyetine bağlı olarak gelişmiş nüfus toplamış merkezlerdir. Bodrum, Alanya, Cannes vb.
          Yüksek Tekno Kentler: Teknoloji üretilen Tokyo, Los Angeles gibi kentlerdir.
          Liman Kentleri: Gelişimini bir liman ve çevresindeki ticarete borçlu olan kentlerdir. Bandırma, Bremen, Rotterdam vb.
          Madencilik Kentleri: Zonguldak, Batman, Soma gibi belli bir yer altı kaynağına bağlı olarak gelişmiş kentlerdir.
          Askeri Kentler: Gelişimini askeri merkez olmaya borçlu olan şehirlerdir. İncirlik, Gölcük vb.
          İdari Merkez Olan Kentler: Ankara gibi idari merkez olma avantajını kullanarak gelişmiş şehirlerdir.
          Eğitim Kentleri: Oxford, Cambridge. 




  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder